Cemaatê Dêrsimi -Berlin, Dersim Kültür Derneği,  Dersim Kultur Gemeinde Berlin e.V.

Tarihçesi

Bir yılı aşan ön hazırlıktan sonra, resmen 1993 yılı şubat ayında, Berlin’de yaşayan, davasına duyarlı Dersimliler tarafından Berlin Dersim Kültür Cemaati kuruldu. Kurumlaşma sürecinde kimi çevrelerin  tehditlerine maruz kalındı. Kitlesel dik duruş sergilenerek, Kuruluş toplantısına 300 dolayında kişi katıldı. Bunların çoğu buraya gelenlerin ilk jenerasyonu idi. Avrupa’da ve Türkiye’de tarihte “Dersim” adıyla kurulan ilk dernektir!  Cemaatê Dêrsimi – Berlin“ yani “Berlin Dersim Kültür Derneği”.

“ Dersim” ismi ile Avrupa’da  ilk Dersim Kültür Derneği –  Berlin “ Cemaatê Dêrsimi – Berlin olarak tarihteki yerini aldı. Üyelik müracaat formuna su ibareleri yazdırmıştı.

 “ Berlin Dersim Kültür Cemaati kendine Kırmanc/ Dimili / Zaza, diline Kırmancki / Dimilki / Zazaki, üzerinde yasadışı toprağı “ Welate Ma” olarak isimlendiren, kendine özgü Kültürü, tarihi, gelenek – göreneği , örf- adeti olan halk potansiyelinin Berlin temsilciliğidir. Berlin Dersim Kültür Derneğinin üyeliğine başvururken, Derneğin Tüzüğünü, birliktelik ilkelerini, Üye sorumlulukları bildirgesini okudum ve kabul ediyorum .Derneksel çalışma faaliyetlerimde bu ilke ve kuralları dikkate alacağımı taahhüt ediyorum ( Üyelik müracaatı Formundan alıntı).

İlk Yönetim Kurulu üyeleri, Kemal Karabulut, Hıdır Yeşil, Ali Tutay, Hüseyin Yavuz, Zülfü Mencik, Dursun Özgül, Hıdır Güngör ve Musa Carus’dan oluştu. Denetim Kurulu´na Ali Bulut, Cemsi Balk, Zarif Karabulut ve Zeki Karabulut seçildiler. Başkanlığa Kemal Karabulut, İkinci Başkan Hıdır Yeşil seçildiler. Derneğimizin bugünlere gelmesinde Berlin’de yaşayan Dersimliler de çok büyük destek ve dayanışma gördük. Dernek başkanlığımızı devamla bugüne kadar sırasıyla:

Ümit Aşkın, Gülay Kordu, Coşar Karataş, Cemsi Balk, Müslüm Karataş, Kemal Yoldaş, Kemal Uzundağ, Nurettin Ertaş, Yusuf Karadağ arkadaşlarımız üstlendiler.

1994 yılında Dersimde uygulanan köy boşaltmalar ve orman yakma şiddetini, Almanya kamuoyuna taşıdık. Cemsi Balk arkadaşımızın başkanlığında bir heyetle Dersim’e koştuk. Başlattığımız diğer bir kampanya ile bir tır dolusu ilaç ve sağlık malzemesini Hıdır Yeşil ve Zerif Karabulut arkadaşlarımızın yönetiminde Mameki merkez Hastahanesine ulaştırdık. Pülümür Depreminde bir Binanın onarımını üstlendik ve gerçekleştirdik. Sonraki yıllarda açtığımız bir kampanya ile Hozat Cem evi Binasının bitirilmesi çalışmalarına ciddi bir mali destek sunduk.

1998 Yılında, Berlin Eyalet Parlamentosunda yaptığımız “Dersim Toplantısı’nda kendi coğrafyamızı ve sorunlarını duyurduk. Der Spigel Dergisi ve diğer bazı gazetelerin ilgi gösterdiği bu etkinlik duyuruldu. O sıralar Yeşiller Partisi Milletvekili olan Dersimli hemşerimiz İ. Hakkı Koşan da destek sundu.

Seyit Rıza ve Dersim’38 önderlerinin idam yıl dönümlerinde etkinlikler yaptık, çeşitli dillerde çıkardığımız bültenlerle “Dersim çığlığını dünyaya haykırdık. Dersim 37/38 soykırımını Avrupa İnsan Hakları ve Birleşmiş Milletler Platformu’na taşımak için yoğun çalışmalar yürüttük, bu alanlarda dost kurumlar ile ortak komiteler kurduk.

Kurulusundan itibaren Avrupa’daki Dersim Kültür Dernekleri ile  “Dersim Kültür Haftaları” düzenledik. Yıllarca “Mannheim Derneği” öncülüğünde “Weyve Kıtavu” adıyla kitap fuarı düzenlendi bizler destek sunduk, kültürel geceler yaptık, böylece bilinir olduk.

1998 yılında Köln Derneğimiz ile Köln’de, “Dersim Kültür Haftaları” düzenledik. Bu etkinliklere öncelikle Avrupa’da doktora yapan Dersimliler, Avrupalı dil ve sosyal bilimciler, politikacılar, sendikacılar, Kilise ve diğer azınlık temsilcileri katıldılar. Dersim´den ilerleyen yaşına rağmen Sılo Qız ve Hüseyin Doğanay ‘ın yanı sıra diasporada yaşayan Dersimli sanatçılar ve dostlarımız, enternasyonal temsilciler ve çeşitli folklorik guruplar katkı sundular.

İstanbul, Ankara ve İzmir’de kurulan, o zamanki adıyla “Tunceli Kültür ve Dayanışma Dernekleri” ile irtibat kurduk. Karşılıklı davetlerde bulunduk.

İstanbul’da çıkarılan “Dersim Dergisi’nin Avrupa temsilciliğini Berlin Derneği olarak biz üstlendik ve yayımı için elimizden gelen katkıyı sunmaya çalıştık.

Aynı dönemde Avrupa’dan milletvekilleri ve çevrecilerin olduğu heyetleri, Dersim’deki çevre katliamına dikkat çekmek üzere memlekete götürdük. Bu şekilde Dersim’de uygulanan devlet terörünün, batıda resmi düzeyde bilinir olmasını sağladık. 25 Eylül 1997’de “Munzur Vadisi – Ekolojik Tahribata Tanıklık” adlı uluslararası heyetin Dersim’e götürülmesini, Türkiye metropollerindeki Dersim dernekleri ile birlikte örgütledik

Munzur’da yapılmak istenen barajlara karşı, Türkiye’deki Dersim dernekleriyle birlikte çalışmalar yaptık. Bileşenler tarafından görevlendirilen Celal Turna’yı bu konuda maddi manevi destekledik. O da bilimsel bir rapor hazırladı.

Derneğimizde Kırmancki-Zazaca dili kurslarını, kuruluşumuzdan bir kaç yıl sonra başlattık. Kimi aralıklarda kesintiye uğramış olsa da, bu güne kadar sürdürmekteyiz.

İlk “Xızır/Hızır Cemi”ni kendi derneğimizde ve dilimizde 1994 yılının şubat ayında yaptık. Bu gelenek o günden bu yana devam ediyor. Her yıl Avrupa’daki tüm Dersim derneklerinde kendi dilimizde “Xızır Cemi” yapılmakta ve ayrıca “aşure etkinliğimizi” de düzenli olarak yapmaktayız.

kuruluşumuzla birlikte veya sonraki yıl başlamak üzere Dersim 37/38 soykırımı “ 15-16 Kasım” yıldönümünde kitlesel anma etkinlikleri düzenledik ve bu gelenek de o günden bu yana devam etmektedir. Federasyonlaşmamızla (2006) birlikte ve öncülüğünde belirlenmiş olan “4 Mayıs” Dersim Tertelesi Anma Günü” (Roza Şaê) anmasını gerçekleştirmekteyiz.

Aynı şekilde Dersim meselesini çeşitli yönleriyle konu edinen uluslararası çapta bilim adamlarının katıldığı konferanslar, paneller düzenledik. Türkiye’den de tarihimiz hakkında araştırmalar yapan, bilim ve siyaset alanında Prof. Baskın Oran, Prof. Bedriye Poyraz, Prof. Neşe Özgen, Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan, Prof. Zeliha Hepkon, Prof. Ufuk Uras, Av. Hüseyin Aygün, Av. Cihan Söylemez, Dr. Kenan Engin, yazar Celal Yıldız, yazarlar Seyfi Cengiz, Ali Kaya, Turabi Saltık Belgesel ve Film yapımcıları Nezahat ve Kazım Gündoğan gibi şahsiyetleri, Areyê Kây tiyatro gurubumuzu davet ederek düzenlediğimiz sunum, gösteri ve  konferanslarda Berlinlide yaşayan Dersimlilerle buluşturduk. Bunların bir bölümünü Kiliselerde, vakıflarda, Eyalet Parlamentosunda ve kendi derneğimizde gerçekleştirdik. Dersimle Resim sanat emekçileri İbrahim Coşkun ve Rıza Topal yapmış olduğumuz etkinliklerimizde sergileri ile katkı sağladılar.

Yine, Avrupa’da lisansüstü öğrenimi gören Dersimlilerden Dr. Hüseyin Çağlayan, Dr. Kahraman Gündüzkanat, Dr. Zilfi Selcan, Dr. H. Eren Çelik ve Eğitmen Hakkı Çimen gibi isimleri ilk günden beri derneğimize davet ettik, dilimiz, kimliğimiz, tarihimiz konulu tartışma programları düzenledik.

Avrupa’daki Dersimlilerin en önemli etkinliklerinden birisi de “Umudun Türküsü” kampanyasıydı. Alevi Dernekleri ve Dersim Derneklerinin de desteklemesiyle Dersim’de engellileri için bir Rehabilitasyon Merkezi 2005 yılında inşa edildi ve açıldı. Derneğimiz bu kampanyada önemli emek verdi ve katkı sağladı.

Yine 2005 yılında AB Parlamento binasında, Brüksel’de Cem Özdemir’in himayesinde Dersim’de barajların yaratacağı zararları konu edinen bir konferansı düzenlendi. Derneğimiz bu konferansın örgütleyicilerinden oldu.

Yaşları 3 ile 7 arası olan çocuklarımızdan 20-25 kişiden oluşan bir çocuk grubumuz var. ” Domonê Ma” adını alan bu coçuk gurubumuz, anadil (Zazaca) ve müzik kursları görmekte, uluslararası festivallerin yansıra geleneksel Avrupa Dersim Festivalleri ve derneğimizin çeşitli etkinliklerinde sahne aldılar. Gurubun oluşmasına ve düzenli eğitimine olağanüstü emek sarf eden arkadaşlarımız sevgili Aynur Çiçek ve Sevgi Halat´ı burada anmalıyız.

1997 yılından bu yana her yıl “Gağan Kutlaması ve etkinliği” yapmaktayız.

Berlin´de 15 Kasım 2009 tarihinde Prof. Dr. Jost Gippert (Üni. Frankfurt) ve Prof. Dr. Ludwig Paul’un (Üni. Hamburg) katıldığı Zazacayı konu edinen bir “dil konferansı” gerçekleştirdik. Dilbilimi konusunda Almanya´nın en popüler bilimcileri olan bu şahısların konferansında, derneğimizde izdiham yaşadık. Özü itibari ile Kırmancki/Zazaca’nın başlı başına “bağımsız bir dil olduğu ve herhangi bir dilin lehçesi olmadığına.” dair görüşlerini belirttiler.

90´li yılların başından beri Berlin’de varlığını sürdüren Dersim Spor kulübümüz sürekli Derneğimiz tarafından desteklenmektedir. Dersim Spor kulübümüz daha sonraki yıllarda Cem-evi bünyesinde sportif faaliyetler sürdürmekte olan Al-Spor ile birleşerek Al-Dersim Spor adını aldı. Bu Spor Kulübümüz kurumlarımızın desteği ile gençlerimize önemli hizmetler sunmaktadır.

Dersim 1937-38 Sözlü tarih Projesi/DSTP”

2009 yılında, “Dersim 1937-38 Sözlü Tarih Projesi” çalışması, FDG’nin girişimi ile başladı. Kasım 2009 Berlin’de Derneğimizin öncülüğü ile  başlayan bu girişim, şu anda devam ediyor ve bu proje kapsamında 1938’e tanıklık etmiş 360 dolayında kişiyle bilimsel ve akademik bir yöntemle söyleşiler yapıldı. Şu anda bu kayıtların nasıl değerlendirilmesi gerektiği yönünde tartışmalar ile beraber çalışmalar sürmektedir.

Net bir cevabı halen bulamamakla beraber, Dersimlilerin büyük bir bölümünün “Horasan” ve “Hazar Denizi’nin güney eteklerinde ki Deylam bölgesinden gelerek yerleştiklerini ve dillerine de önceleri “Dımılki” dedikleri tezini anlamlı bulmaktadır Derneğimiz. Tarihsel süreçlerde bunlara başka göçlerinde dahil olduğunu ve diliyle, itikat ve inancı ile “kendine özgün bir üst kimliğe büründürmüş olan bir Dersim” ve Dersimliden söz edebiliriz. Yani kaçanların ve göçenlerin mekânı, korunası çok renkli bir kültür mozaiği. Yani Dımılilerin, Kırmancların, Ermenilerin, Horasan Türkmenlerinin, Kürt göçerlerin ve Macur olarak yerleştirilenlerin yurdu. Tarihi yazımlar, anlatımlar ve okumalar bunu bize gösteriyor.

Bu anlamda bu kültürleri barındıran bir üst kimlik olarak oluşan “Dersim kimliği “nin farklı bir tarihe, farklı bir dile ve kültüre sahip olduğuna. Dersime, kendisine ait olmayan bir kimlik dayatılmasını ise anlamsız ve beyhude bir çaba olarak değerlendirmekteyiz.. Çünkü bir bedene uymayan bir elbise er ya da geç çıkartılıp atılır.

Tarihi ile yüzleşmiş bir Türkiye’de, demokratik bir Anadolu coğrafyasında, diğer yaşayan tüm kültürlerle hak eşitliği ve kardeşlik temelinde, tüm kültürel değerleriyle yaşayan “Özerk bir Dersim “i  yasatma mücadelemizi sürdüreceğiz. Özgürlüklerin, hakkin ve hukukun safında olma ilkemizden tavizsiz kalacağız.

Berlin, Mart 2019