Alevilik Öğretisi
Alevi inancının temelleri: Bir inancın tarifinde inanç, ibadet, gelenek, kültür gibi kavramlar doğru olarak kullanılmalı ve birbirlerine karıştırılmamalıdır.
İnanç; Tanrı, yaradılış ve yaşamdan sonrasına (yani biyolojik ölüm) yönelik birbiri ile çelişmeyen ifadelerin ve mesajların bütünüdür. Bu konuda Aleviliğin en belirgin özelliği, “ikilik”i değil “birlik”i ve “ölüm”ü değil “can”ın ölmezliğini savunmasıdır.
İbadet, inançlarını birlikte ya da tek tek bireylerin kendi kendilerine ve topluca ifade etmeleri ve inandıkları “Hak”, “Tanrı”ya da “Allah” a yönelik duyguları gönülden ve aynı dilden yerine getirmeleridir. Aleviler topluca; “birlik” inancını sembolik de olsa yaşamayı amaçlarlar veya yaşamaya “niyet”lenirler.
Gelenek; sadece inancı yaşamak için değil, aynı zamanda ibadetin inanç alanının dışına taşması ve yaşamın diğer alanlarında da zamanla gelişen görüntüsü ve uygulamasıdır.
Kültür; geniş anlamda insanoğlunun tarihi boyunca ürettiği mallar ve bu üretim için oluşturduğu metotlardır. Zamanla insan; bu birikimi sembolize eden resim ,yazı, müzik, heykel ve diğer kalıcı objeler yaratır ki bunların tamamı da güzel sanatları oluşturur. Alevilik geçmişte çok zengin semboller yaratmış ve Aleviler yasakları çoğu zaman bu semboller yoluyla aşmışlar ve öğretilerini bu semboller yardımıyla gelecek kuşaklara taşımışlardır. İnanç, ancak kültüre dönüştükten sonra evrenselleşebilir. Alevi inancı, saz ve Alevi deyişleri ile evrenselleşmiştir. Bu dört kavramdan uzun soluklu olanı inançtır. İbadet biçimleri, gelenekler ve kültür, bir nesilden diğer nesile geçerken zaman, yer ve yaşam biçimlerine göre gelişmekte ve değişmektedir. Bu hızlı değişim nedeniyle diğer inançlılarda olduğu gibi; Aleviler arasında da zaman zaman kavram karışıklıkları yaşanmakta ve görüş ayrılıkları hatta birbirlerini suçlamalar ortaya çıkmaktadır. Örneğin köy kültüründe gelişmiş olan kilim ya da halı üstünde diz üstü oturarak cem yapmaktan, modern toplumun oturuş biçimi olan sandalyede oturma biçimine geçme önerisi; bazı Alevilerce inancı değiştirme olarak suçlanabilmektedir. Bu nedenle; bireyler tarafından inancın esaslarının ve geleneklerdeki ayrıntıların bilincine varılması toplumumuzun bir arada barış içinde yaşaması bakımından son derece önemlidir. Buna; bilim alanında “aynı dilden konuşmak” denilmektedir.